Knıghtın İşte Sizlere Kazandırdıkları --------------------------------------------------------------------------------
=== ALINTIDIR===
Öznur KAYMAK-Mesude ERŞAN
Bazıları günde 20 saatini ayırıyor. Okula gidiyorum deyip internet kafeye kaçanlar. Ya da okula gitse bile arkadaşlarıyla nöbetleşe oyun takip edenler. Evliliği dağılan yetişkinler... Çoğu gerçek zamanlı 24 saat devam eden bilgisayar oyunları yüzünden dünya şimdi yeni bir sosyal problem yaşıyor: Oyun bağımlılığı.
İnternetin yaygınlaşmasıyla gittikçe daha geniş kitlelere ulaşan bilgisayar oyunları 11-35 gibi çok geniş bir yaş aralığını etkiliyor. Erkekler kadınlara göre 4 kat daha fazla ilgililer. Genel olarak Mmorpg (Massively multiplayer online
role playing game-çok oyunculu
rol yapma oyunu) adı verilen bu oyunların ortak amacı oyunun sunduğu sanal evrende bir karakter oluşturup çeşitli yetenekler ve güçlerle en üst seviyeye ulaşmak. Bunların en ünlülerinden World Of Warcraft’ın dünya çapında kayıtlı 5 milyon oyuncusu var. En yenilerinden uzay strateji
oyunu OGame ise şu anda Türkiye’de 230 bin kişi tarafından oynanıyor. Toplamda da bir milyon kişinin strateji ve rol yapma oyunları oynadığı tahmin ediliyor. Aşırıya kaçma yüzünden oyuncuların kişilikleri ve sosyal yaşamına zarar verdiğini ortaya koyan sayısız araştırma her şeye rağmen interaktif rol yapma oyunlarının kitlesel bir harekete dönüşmesini engellemiyor. Satış fiyatı yüksek oyunların bedava sunucularda oynatılması da popülerliğini artırıyor. Sony Microsoft Blizzard gibi dev şirketlerin çıkardığı her Mmorpg salgın haline geliyor. Psikologlar aslında bu oyunlara teknolojik gelişmenin getirdiği bir olanak olarak bakıyorlar. Dozunda bırakıldığında kişi için hayatın getirdiği zorluklardan kısa süreli bir kaçış belki bir beyin jimnastiği. Ancak aşırıya kaçanlar için bazı uzmanlara göre oyunların uyuşturucu bağımlılığından hiçbir farkı yok. Tıpkı uyuşturucu gibi yaşamın büyük bölümünü kaplıyor ondan başka bir şey düşünülmüyor ve gerçek hayattan tamamen kopuluyor.
100 kişiden 40’ı istese de bırakamıyor Çin sorunu yasaklarla çözmeyi deniyor Dünyada milyonlarca kişi tarafından oynanan Mmorpg’ler oyuncusuna gerçek dünyaya alternatif bir evren sunuyor. Oyuncular başka bir boyutta bambaşka bir kimlik kazanıyorlar. 24 saat sürdüğü için belli bir sonu yok ve ne kadar çok vakit ayırılırsa oyunda o kadar çok başarılı olunuyor. Çünkü siz oynamıyorken bile diğer oyuncular tarafından oyun devam ettiriliyor. Bu yüzden Mmorpg’ler insanların sosyal yaşamını öldürüp bağımlılık yaptığı tüm gün ve gece bilgisayar başından kalkmadan oyundaki karakterini yöneten hayattan kopuk kişiler yarattığı için özellikle son 2 yıldır çok tartışılıyor.
Son 10 yılda 100-300 bin arasında Japon genci en başta bilgisayar oyunları yüzünden odasına kapanmış durumda. Sadece akşam yemeğinde odasından çıkanlar ayda bir cd almak için sokağa çıkanlar var. Daha da kötüsü 10 yıldır odasından çıkmayan insanların olduğu sanılıyor. Bu tip çocuk ve gençlere hikikomori deniyor. Japonca’daki anlamı geri çekilmek elini eteğini çekmek... Şimdi hikikomori’leri tekrar sosyal yaşama katmak için kurulan örgütler var. Bu durum yüzde 80 oranında genç erkeklerde görülüyor.
ABD Harvard Üniversitesi’nden Maressa Hecht Orzac’ın yaptığı araştırmaya göre her 100 kişiden 40’ı rol yapma oyunlarını bırakamıyor.
Avrupa ülkelerinde rol yapma oyunu oynayanların bilgisayar başında kalma ortalaması günlük 12-15 saat. Kalabalık nüfusu sebebiyle oyun üreticilerinin gözde ülkesi Çin’de bir oyuncu oyunda çok değerli olan kılıcı çaldığı gerçekçesiyle bir başka oyuncuyu öldürdü. Çinli oyuncu cinayet suçundan idama mahkum edildi. Çin hükümeti üç saatten fazla bilgisayar başında kalmayı yasakladı. Online denetim sistemi sayesinde oyun üç saatten fazla oynandığında oyundaki karakter gerilemeye başlayacak.
OGame gibi bazı oyunlarda kimileri işi gerçek hayatta ticarete döktü. Oyuncular başarılı gezegenlerini para karşılığı devretmeye başladı. İşte internetteki bir ilan: "5. evrende 37000 puanda satılık ham hesap bulunmaktadır. 12078 oyuncu içinde 1682. sırada ikinci sömürgesi çok büyük olup tekinde Nanit 1 bulunmaktadır."
Trabzon’da Rahip Santoro’yu öldüren 16 yaşındaki O.A.’nın internet kafelerde OGame oynadığı yazıldı. Ebubekir lakabıyla oyunda Türkiye ile birlikte Çeçenistan İran Irak gibi ülkelerdeki oyuncularla ittifak kurup Avrupa ve ABD’li oyuncuların ittifaklarına savaş açtığı iddia edildi.
Boşanmalar arttı Bilgisayar oyunlarına aşırı düşkünlük evlilikleri de sarsıyor. Ekran karşısından kalkamayanlar genellikle genç erkekler. Eşleriyle film izlemek sohbet etmek yemek yemek yerine bilgisayar oyunlarını tercih ediyorlar. İhmal edilen kırılan kadın ile bilgisayar bağımlısı erkek arasındaki sorunlar o denli büyüyebiliyor ki çiftlerin ilişkisi boşanmaya kadar gidebiliyor. Konuştuğumuz uzmanlar son yıllarda bu tür örneklerin gittikçe çoğaldığını söylüyorlar.
AYŞEGÜL KALEM (Klinik psikolog)
Bilgisayar oynarken ’evdeyim daha ne’ demek durumun vahametini hafifletmez Bilgisayar oyunlarında karşınızda bir insan yok. İletişimde bulunmak konuşmak paylaşmak gerekmiyor. Bilgisayar oyunlarından sıkıldı mı rekabetten yoruldu mu düğmesine basarak hayatından çıkarabiliyor. Oyun o istediği sürece hayatında var. Hem rekabeti yaşıyor hem de gerçek hayatta olmadığı rolleri oynuyor. Bazen futbolcu Ronaldo ya da yarışçı Schumacher... Bu cazip geliyor.
Erkeklerin bilgisayar oyunlarına düşkünlüğünün arkasında kimi zaman eşlerinde aradığını bulamaması yatıyor. Ona göre bağıran bir eşin açma-kapama düğmesi yok ama oyunu istediği an kapatabilir. İlişkilerde ise birtakım yerlerde silbaştan yapmak emek gerekiyor. Kadının da ilk aklına gelen şu: Eğer bilgisayarda oynayacak zamanın varsa bana da olmalı. Demek ki bilgisayar benden daha önemli ve yeterince sevilmiyorum.
Bilgisayar oynarken evdeyim daha ne demek durumun vahametini hafifletmez. Çünkü evde olsa da eşiyle çocuklarıyla değil yalnız başına. Bilgisayarla. Bu yüzden paylaşım azalıyor paylaşılan anların kalitesi düşüyor tartışmalar artıyor ev içi hallere özen gösterilmiyor ilişkiye emek verilmiyor umursamazlık başlıyor tartışmalar çözüme kavuşturulmuyor. Barışma yoluna da gidilmiyorsa sorun büyük demektir.
Tamam bilgisayar oyunları eşi aldatma değil. Ama eşle paylaşılması gereken zamanların tek başına yapılacak başka bir aktiviteye ayrılması ilişkinin doğal akışını bozar.
Sorunları çözmeye çalışırken bu adamın bilgisayar oyunu yüzünden ilişkimiz bu halde demek çok büyük bir inkar. Asıl sorulması gereken şu: Ben ne yapıyorum ki ilişkimiz bu hale geliyor? Benimle güzel bir film izlemek yerine bilgisayar başında kalmayı tercih ediyor? Sadece bu yaklaşım çözüm getirir.
VAKA 1 Bilgisayar başından kalkmayınca kocasına yan odadan mesaj çekti A.D. ile eşi S. daha lise yılları birbirlerine aşık oldu. A. ekonomi S. ise halkla ilişkiler okudu. Aşkları üniversite eğitimi boyunca devam etti. Sonra da evlendiler. Ancak yüksek eğitimli yabancı dil bilen ve kariyer planları yapan genç kadının işsiz kalması moralini bozdu. Bu arada genç adam da bilgisayar oyunlarına fena halde sarmıştı. Eve adımını atar atmaz bilgisayarın başına oturuyor oyuna dalıyordu. Saatlerce hiç konuşmadan... O kadar kaptırıyordu ki kendini masada yemek yiyerek zaman kaybetmektense bilgasayarın başında atıştırmayı tercih ediyordu. S. ise bütün gün evde eşinin dönmesini beklerken ilginin ona değil bilgisayara yöneldiğini görüp iyice çılgına dönüyordu. Kocasıyla iletişim kurmak için diğer odadan mesaj çekmeyi bile denemişti. Kısa süre sonra iletişim tamamen kesildi. Kavga başladı. Aileler araya girdi. "Severek evlenen" çiftin arasını bulmaya çalıştı. Genç kadın biten evliliği ve aşkından hep kocasının "bilgisayar oyunları merakı"nı sorumlu tuttu. Büyük aşkla başlayan evlilik sona erdi. Bir yılın sonunda boşandılar. S. hálá bilgisayar oyunlarını suçluyor.
VAKA 2İLGİSİZLİK YÜZÜNDEN BİLGİSAYARI KISKANAN KADIN YEDİ YILLIK EVLİLİĞİNİ BİTİRDİ D.K. ile B. üniversite mezunuydu. B. mühendis kocasının işi nedeniyle kendi planlarını bir yana bırakıp onunla ülke ülke dolaştı. Türkiye’ye döndüklerinde D. bilgisayar oyunlarına giderek daha fazla ilgi göstermeye zaman ayırmaya başladı. Eve gelir gelmez çoğu kere "Merhaba" bile demeden ilk hedefi hep bilgisayar masası oluyordu. Oyunlara saatlerce kendini kaptırıyor gözü ne eşini ne de yemeği görüyordu. Kadın eşinin ilgisizliğinden yakınıyor hatta bilgisayarı kıskanıyordu. Konuşmaz oldular. Sorunlar dağ gibi büyüdü. Bir arada yaşamak olanaksız hale geldi. Kadın çıkmaza giren ilişkiyi daha fazla sürdüremedi. Boşanma davası açtı. 7 yıllık evlilik tek celsede bitti.
ŞENİZ PAMUK (Klinik psikolog) Bazıları için kişi oyunu değil oyun kişiyi kontrol ediyor uyuşturucu gibi Bilgisayar oyunları teknolojik gelişmenin getirdiği bir olanak. Gerçeklik duygusu gelişmiş okulunu işini insanlarla ilişkilerini sürdürebilen bireyler için hayatın getirdiği zorluklardan kısa süreli bir kaçış belki bir beyin jimnastiği. Ancak aşırıya vardığında kişinin içinde yaşadığı şartları doğru değerlendirmesini engelliyor sorumluluklarından uzaklaştırıyor gerçekçi olmayan çözüm yolları bulmaya itiyorsa bu oyunlar üzerine ciddi şekilde düşünmek gerekir. Belki çok abartılı gelebilir ama yeni oyunlar bazı kişiler için oyun olmanın çok ötesinde. İnsanlar onları değil onlar insanları kontrol ediyor. Bir çeşit uyuşturucu gibi. Kişinin yaşamının büyük bölümünü kapladığını ondan başka bir şey düşünemediğini sadece onunla meşgul olmak istediğini düşünecek olursanız bu tür bir bağımlılıktan pek farkı olmadığını anlarsınız. Bağımlılık noktasında bu sorunu yaşayan çocuklar 11-12 yaşından büyükler. Küçük çocuklar oynuyor kapatıyorlar. Zamanla bilgisayar daha fazla yer kaplamaya başlıyor. Seçtikleri arkadaşlarla konuştukları tek konu da genelikle sadece bilgisayar oluyor. Yeni çıkan oyunlar internet kafeye gidip birbirine bağlı bilgisayarda bilgisayar oyunları oynamak gibi... Yani sosyallik de sadece bunun üzerine kuruluyor. Yapılması gereken başka şeyleri öncelik haline getirip (ders spor çeşitli hobiler) bunu bir ödül olarak kullanıyor olmak. Yani başka ilgi alanları ya da sorumlulukları öne çekip ondan sonra bilgisayarla oynamak gibi... Yani işin zamansal olarak düzenini değiştirmek